Herkese merhaba:)
karşılama mesajlarınız ve iyi dilekleriniz için çoooook teşekkür ediyorum arkadaşlar:) Hepiniz de çok şekersiniz... Beni tek üzen, yoğunluğum sebebiyle bir türlü ilk yazımı yazamamış olmak:( İlk fırsatta yazacağım... ve sizleri takip etmeye başlayacağım ama size hemen ilk izlenimimi yazmak istiyorum,
hazır bu kadarcık da olsa fırsat bulmuşken:)
Seçtiğiniz isimler ve üslubunuz o kadar hoşuma gitti ki kendimi size çok yakın hissettim. Her birimizde bizden bir parça olsa gerek. Örneğin "Begonvilli Ev", "Kitapçı Kız"... Mutluyken içinizi aniden hüzün kaplar mı mesela? Ya da gülerken ağlayabilir, ağlarken gülebilir misiniz? Yere düştüğünüzde kendinize ilk gülen siz olur musunuz? Başkalarının derdi sizin derdiniz midir? Sonra... bir arkadaşınızın kalpten gösterdiğiniz sevgi karşısında aslında size aynı coşkun duygularla karşılık vermediğini hissedip üzüldüğünüz olur mu? Ya da tam tersi... Size gösterdiği yoğun sevgi karşısında, eşit ölçüde bir sevgi gösterisi yapamamanın ezikliğini hissettiğiniz olur mu hiç? Hepsi de insanca duygular ama bazen insan fazla yoğun yaşıyor bu tür duyguları... İşte sizin bu samimi, çok içten yazılmış meajlarınıza şu ana kadar bir cevap bile yazamamış olmak bana benzer bir duygu yaşattı. Bir de coşkuyla yazmayı istemekle birlikte yazmaya vakit bulamamak... Neyse... kısacık da olsa ayak üstü bir duygu paylaşımı oldu bu... İnsan 9-18 çalışınca bu işler biraz zor oluyormuş. Daha çok şey paylaşacağımızı hisseder gibiyim:) Sizlere bu güzel havada şahane bir gün diliyorum.
Sevgiyle kalın...
8 Aralık 2010 Çarşamba
5 Aralık 2010 Pazar
Başlarken...
Tarçın ve Salep… Bu iki nadide lezzet, nostaljik bir sırrı paylaşırlar hem kokuları hem de tatlarıyla… Öyle bir sırdır ki bu… Hem gizem vardır onda hem şefkat… Gizeminde afrodizyak etkisiyle sarmalarlar değdikleri dudakları, şefkatinde üşümüş yüreklere dokunurlar birlikte… Tarçın belki biraz acıtır da bazen, yakar belki biraz ama Salep hemen alır onun acısını, belki biraz daha neşeli ve sevimli rayihasıyla…
Salepin Tarçın’la dans eden kokusu cezbeder, alıp götürür kim bilir hangi hayallere, hangi umutlara… Öyle doğal, kendiliğinden… Ve içtikçe içesi gelir insanın… Son damlasına kadar hep sıcacıktır. İçini ısıtırken insanın ruhunu da ısıtır adeta… Kendisi bitene kadar…
Bu blogtaki yazıların, içinizi Tarçın ve Salep tadında ısıtması dileğiyle…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)